“Andolsun, onlara (müşriklere): “Göklerle yeri kim yarattı?”diye sorsan, onlar elbette: “Allah” diyeceklerdir.” (Lokman/25)

Hz. Ali’den Öğütler


  1. Ey Allah’ın kulları; Vallahi ölümden kurtuluş yoktur. Önüne durursanız yakalar, kaçarsanız yetişir.
  2. Kurtuluş yoluna koşun, acele edin arkanız da sizi hemen isteyen bir kabir var, onun sıkmasından karanlığından ve yalnızlığından korununuz.
  3. Kabir, ya cehennem çukurlarından bir çukur; ya da cennet bahçelerinden bir bahçedir. O, her gün üç defa hal diliyle: ‘Ben karanlıklar eviyim; ben yılan, çıyan yuvasıyım; ben yalnızlık diyarıyım’ der.
  4. Dikkat edin! Ondan ötesi daha da kötüdür. Ateşininin ısısı yüksek, dibi derin ve ziynetleri de demir kelepçelerdir. Bekçisi zebanidir. Cehennemin ötesinde ise takva sahipleri için hazırlanmış genişliği yer ve gökler kadar olan cennetler vardır.
  5. Allah bizleri ve sizleri muttakilerden kılsın. Bizleri ve sizleri elem verici azaptan korusun. O gün ülkeler sarsılır, tellallar bağırır. O gün kavuşmak günüdür. Gizli olan her şey açığa çıkar; güneş tutulur. İnsanlar ve onlarda hakları olan hayvanlar aynı yerde toplanırlar, sırlar açığa çıkar, kötüler helak olur, kalpler ürperir… Cehennemlik olanlara Allah tarafından helak edici bir darbe ve feryat ettirici bir azap gelir.
  6. Cehennem hırslı, homurtulu, korkunç seslerle, hiddet ve tehdit savurarak karşılarına çıkarılır. Ateşleri yanar, suları kaynar, sıcaklığı vücutlara işler. Ebedi cehennemlik olanlar hiç çıkamazlar. Onların pişmanlıklarının sonu yoktur, zincirleri de kırılmaz. Onların yanında kendilerine ateşin geldiğini, cehennemin yaklaştığını haber veren melekler vardır. Cehennemlikler Allah’ın cemalini göremezler, Allah’ın dostlarından ayrılarak cehenneme giderler…
  7. Kulu kurtaracak olan en üstün vesileler; iman, Allah yolunda cihad, insanın tabiatında mevcut olan samimiyet/ihlas, dinin direği olan namazı kılmak, Allah’ın farz kıldığı zekâtı vermek, Allah’ın gazabına karşı bir kalkan olan ramazan orucunu tutmak, fakirliği gideren günahları döken haccı ifa etmek, serveti bollaştıran, ömrü uzatan ve dostların sevgisini kazandıran akrabayı ziyaret, hataları silen Allah’ın gazabına mani olan gizli verilen sadaka ve fena bir şekilde zuhur edecek ölüme engel olan ve korkudan koruyan iyiliktir.
  8. Allah’ım! Seni tenzih ve takdis ederim ki; yarattığın şeylerden görebildiklerimiz ne kadar büyüktür de onların büyüklüğü, senin kudret ve azametinin yanında ne kadar küçüktür! Melekler âleminde gördüğümüz işler ne kadar dehşet vericidir de, onlar, saltanat ve celaline nispetle ne kadar hakirdir!
  9. Ey Allah’ın kulları! Allah’a muhalefetten sakınınız. Yapacağınız işlerde azimli olunuz.
  10.  İhtiyaç ve isteklerin son bulacağı ölüme iyi ameller yaparak hazırlanınız. Çünkü dünya nimetleri geçicidir. Onun felaketlerinden emin olunmaz, aldatıcıdır, zayıf bir gölge ve yıkılmaya yüz tutmuş bir dayanaktır, arzu ve amelleri yorarak helak eder.
  11.  Ey Allah’ın kulları! Alçak gönüllü, mütevazı ve Allah korkusundan dünya değiştiren kullar gibi sizde Allah’a muhalefetten sakınınız! Onlar sakındırıldıklarından çekinirler, korkarlar, iyiliği istemekte acele ederler ve tehlikelerden kaçarak kurtulurlar. Onlar ahiret için iyi amel yaparlar, azıklarını hazırlayarak giderler.
  12.  Ülkeler ve kullar arasında ki muamelelerinizde Allah’a muhalefetten sakınınız. Çünkü sizler ülkelerinizden ve hayvanlarınızdan bile sorumlusunuz.
  13.  Aziz ve Celil olan Allaha itaat ediniz. O’na asi olmayınız. Bir işin hayırlı olduğuna kanaat ettiğiniz zaman onu yapınız, şer kabul ettiğiniz şeyi de yapmayınız. Yeryüzünde az ve zayıf olduğunuz zamanları hatırlayınız.
  14.  İntikam alıcı ve ileriyi en iyi görücü olarak Allah kâfidir. Davacı ve delil olarak amel defterleri kifayet eder. İyiliklerin mükâfatı olarak cennet, kötülüklere karşı ceza olarak cehennem kâfidir. Kendim için ve sizler için Allah’tan af dilerim…
  15.  İlmiyle amel etmeyen âlim, bilgisizliğinden dolayı doğru yolu bulamayan günahkâr cahil gibidir. Bana göre cehaleti içinde bocalayan cahile nispetle ilmiyle amel etmeyen âlimin vebali, daha büyük ve âlim daha perişandır.
  16.  Ey Allah’ın kulları! İbret alınması gerekenlerden hisse kapınız, her şeyden ibret alınız; korkunç haberlerden ibret alınız, öğütlerden istifade ediniz. Ölümün pençesine düşmek üzeresiniz. Toprak sizi bağrına basmak üzere! Surun üfürülmesi ile korkunç tehlikeler sizin etrafınızı saracak, kabirdekiler çıkarılacak, mahşer yerine sevk edilecekler. Cebbar olan Allah’ın denetimi altında hesaba çekileceksiniz. Mahşer yerine giderken herkesin yanında onu oraya götüren biri ve yaptıklarına şahitlik edecek de bir şahit bulunacak.
  17.  O gün Allah’ın nuruyla yer yarılır, amel defterleri ortaya konur, Peygamberler ve şahitler huzuruna getirilirler. Kimseye zulmedilmeden aralarında adaletle hükmedilir.
  18.  Umumun menfaati için çalışınız, bilhassa ölüm için hazırlanınız. Görüyorsunuz ki herkes ölüyor, ölüm sizinde peşinizde.
  19.  Yükünüzü hafifletin, kendinizi dünyaya tamamen bağlamayın ki ahiretinizi kazanasınız, oraya kavuşasınız. Önce gidenler, gelecek olanları bekliyorlar.
  20.  Dini iyi anlayın, çünkü dini iyi anlamak, kalpleri parlatır.
  21.  Kuran’ın nurundan şifa isteyin, çünkü o, gönüllerdeki marazlara şifa’dır.
  22.  Kuran’ı hakkına riayet ederek okuyunuz, çünkü en güzel haberler ondadır. Kuran okunduğu zaman dinleyiniz, konuşmayınız; umulur ki Allah size merhamet eder.
  23.  Ey Rabbim! Dilediğin senden kaçamaz ve suçladığın senin gazabından kurtulamaz. Sana isyan eden senin sultanlığına eksiklik getiremez, Sana itaat gösteren mülkünü büyültemez. Senin kaderine rıza göstermeyen onu değiştiremez ve Senin fermanından bir şey beklemeyen ondan müstağni kalamaz.
  24.  Ey Allah’ın kulları! Size güzel misaller veren, ecelinizi tayin eden, Allaha muhalefetten sakınmanızı tavsiye ederim. Allah sizlere istediğinizi dinleyebilen kulaklar, gören gözler ve gelecek çeşitli felaketleri sezen kalp vermiştir.
  25.  Allah, sizleri boş yere yaratmadı, sizi başıboş bırakacakta değil o size güzel nimetler ikram etti, sizin her yaptığınızı da tescil ediyor. İyi ve kötü günlerinizde size yardım ediyor.
  26.  Zaman, bedenleri yıpratır, dilekleri tazeler, ölümü yaklaştırır, umutları uzaklaştırır. Kim ona dost olur, onu elde ederse zahmete düşer; kim onu yitirirse yorulur, darlığa düşer.
  27.  İki türlü zaman vardır: Sana dost olan ve düşman olan. Zaman sana dost olduğunda gaflete düşüp aldanma, aleyhine döndüğünde ise sabır göster.
  28.  Ne mutlu tevazu sahibine, kazancını tertemiz bir yoldan kazanana! Ne mutlu özünü doğrultana, huyunu güzelleştirene! Ne mutlu malından yoksula dağıtana, ağzını boş sözlerden koruyana, şerrini insanlardan esirgeyene! Ne mutlu kendisine sünnet üzere olmak ağır gelmeyene, bid’at yoluna sapmayana!
  29.  Allah’ın bir meleği vardır, her gün nida eder! Doğun ölmek için, toplayın yok olmak için, yapın yıkmak için.
  30.  Dünyayı yeren birini gördüğü zaman Hz. Ali buyurdu ki: Dünya Allah dostlarının secde yeridir, alış veriş yurdudur, orada rahmet elde edenler orada kâr edinirler, cenneti kazanırlar. Dünya ölümü açıkça haber verdiği, kendisinden ayrılacağımızı bildirdiği, kendisinin ve kendisinden olanların akıbetini anlattığı halde kim onu yermeye kalkışabilir ki?
  31.  İnsanlara bir zaman gelip çatar ki, o zamanda Kuran’dan ancak eser ve yazı İslam’dan da isim kalır. O gün insanların ibadet haneleri yapısı itibarıyla mamurdur, görkemlidir.  Ancak hidayete mahal olmak bakımından haraptır.
  32.  O gün mescitlerde oturan ve onları yapanlar, yeryüzünün en fena kişileridir. Fitne onlardan çıkar, suç ve hata onlara sığınır. Noksan sıfatlardan münezzeh olan Allah buyurur ki: Zatıma andolsun, Ben o kavme öyle bir fitne gönderirim ki, ilim sahipleri bile şaşırır da o fitneye dalarlar. Biz Allah’tan bağışlanma diliyoruz. Öyle bir zamanda gafletle ayağımızı kaydırmamasını niyaz ediyoruz.
  33.  Akıldan daha faydalı bir mal, kendini beğenmekten daha korkunç yalnızlık, tedbir gibi güzel sığınak, takva gibi kerem, güzel huy gibi dost, edep gibi miras, başarı gibi kılavuz, hayırlı amel gibi alış veriş, sevap gibi kâr, şüpheli şeylerden ve haramlardan kaçınmak gibi zahitlik, düşünmek gibi bilgi, farzları yerine getirmek gibi ibadet, utanmak ve sabır gibi iman, alçak gönüllülük gibi yücelik, hilm (yumuşaklık) gibi üstünlük, danışmak gibi dayanak yoktur.
  34.  Hz. Ali’ye: “Akıllı kimdir, bize anlatır mısın?” diye sordular. Buyurdu ki: “Her şeyi layık olduğu yere koyandır.” “Peki, cahil kimdir?” diye sordular. “Anlattım ya!” dedi.
  35.  İki gözü doymaz vardır ki, istedikçe ister: İlmi isteyen ve dünyayı isteyen.
  36.  Her kaba bir şey ilave edince kap daralır; ancak ilim kabı müstesna, ona ilim kondukça genişler.
  37.  Âlim ölse de diridir. Cahilin dili olsa da ölüdür. Bilgin elindekinin kadrini bilen kişidir. Cahil ne yaptığını bilmeyendir. Akıllı ameline, cahil emeline güvenir.
  38.  Allah rahmet etsin haddini aşmayana, kadrini bilene…

 

Hz. Ali’den Öğütler −Devamı−

İlmin kapısı, mü’minlerin emiri, Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem)’in sevgilisi, Hz. Ali, başta kendi çocukları olmak üzere yakınlarına, dostları ve arkadaşlarına yeri geldiğinde nasihat eder, onların hatalarını düzeltmek, doğru yola sevk etmek, hayır üzerine yaşamalarını sağlamak için elinden geleni yapardı.

Oğlu Hasan ve şöyle nasihat ettiği rivayet edilmiştir:

  1.  Oğlum! Sana Allah korkusunu, O’nun emrinden dışarıya çıkmamayı, O’nun zikriyle kalbini temizleyip korumayı, Kuran’a sarılmanı öğütlerim. Kalbini öğütle diri tut. Perhize devam ederek, onun şımarıklılığını gider, gerçek ilimle onu sağlamlaştır. Hikmetle aydınlat, ölümü hatırlayarak yola getir, dünyanın acılarıyla gözünü aç, zamanın tuzaklarına karşı uyanık tut. Senden öncekilerin hallerini kalbine haber ver, uğradıkları bela ve nimetleri anlat.
  2.  Bilmediğin bir şey hakkında söze girme. Sorumlu olmadığın meseleyi konuşma. Sapa olmasından korktuğun yoldan geri dön. Çünkü isabetini kestiremediğin için baştan geri dönmek, yola çıkıp korkunç musibetlere uğramaktan hayırlıdır.
  3.  İyi şeyler emret ve hayırlı işlerde ehil ol. Kötülere ve kötü şeylere meydan verme. Onlara elinle, dilinle mani ol.
  4.  Nerede olursan ol, hakkı bulmaya çalış. Zorda olsa haktan ayrılma.
  5.  Bütün işlerinde nefsini kollayıp, baskı altında tut ki, onu yola getirip emniyet içinde olasın.
  6.  Oğlum! Kendini seninle başkaları arasında ölçü kabul et ve kendin için istediklerini başkaları içinde iste, kendin için arzu etmediğin şeyi başkaları içinde isteme. Kimseye haksızlık etme.
  7. Bilmiş ol ki, kendini büyük görmek sevabın zıttıdır. Gurur, aklın afetidir.
  8.  Talep ve arzuların da mütevazı ol. Kazançta kanaati bırakma.
  9.  Seni, hoşuna gidecek şeylere eriştirecek olsa da, kendini küçük düşürüp alçaltma. Çünkü feda ettiğin şeye bedel olarak hiç bir karşılık kazanamazsın.
  10.  Hırs ve tamah bineği seni koşturmasın. Çünkü bunlar insanı felakete sürükler.
  11.  Bilirken susmak, bilmezken söylemek kadar çirkindir. Buna mukabil sukut ederek kaybettiğin şeyi tekrar elde etmen, söyleyerek kaybettiğin şeyi elde etmenden daha kolaydır. Çok konuşan dostlarını gücendirir.
  12.  Kapta ki şeyi korumak, kapağını kapatmakla mümkündür.
  13.  Ümitsizliğin acılığı, halka yüz suyu dökmekten daha hayırlıdır.
  14.  İffeti muhafaza ederek çalışmak, iffetsiz zengin olmaktan daha iyidir.
  15.  İnsanın sırrını yine en iyi kendisi muhafaza eder.
  16.  Oğlum! Hayırlı kimselerle birlikte ol ki, onlardan olasın. Hayırsız kimselerden uzak dur ki hayırsızlardan olmayasın.
  17.  Haram ne kötü yiyecektir. Zayıflara zulüm en çirkin zulümdür.
  18.  Ümide gönül bağlamaktan sakın. Çünkü o akılsızların sermayesidir.
  19.  Düşmanına bile iyilikle muamele et. Çünkü bu davranış iki zaferin birisidir.
  20.  Bir kardeşinle ilişkini kesmek istersen, geri dönülecek bir yol, girilecek bir kapı bırak. Bir gün olur tekrar ilişki kurmak zorunda kalırsın.
  21.  Senin hakkında iyi zan besleyen kimselerin olumlu kanaatlerini hal ve hareketlerinle doğrula. Aranızdaki yakınlığa ve iyi niyete güvenerek, kardeşinin hakkını zayi etme. Çünkü hakkını zayi ettiğin kişi hiçbir zaman senin kardeşin olmaz.
  22.  Oğlum! Unutma ki, rızık ikidir. Birini sen ararsın, biride seni arar. Eğer sen ona gitmezsen o sana gelir.
  23.  Dünyada sana ait vazife, gideceğin yeri düşünerek işlerini düzenlemendir.
  24.  Elinden gidene üzülüyorsan, eline geçmeyen şeylere de üzül. Olmayanları olanlarla anla. Çünkü işler bir birine benzer.
  25.  Musibeti gördükten sonra ibret alanlardan olma, çünkü insan öğütle, hayvan dayakla terbiye olur.
  26.  Hiçbir zaman Allah korkusu kalbinizden çıkmasın.
  27.  Allaha itaat edin. İbadetlerinize dikkat edin. İbadetlerinizi huzur ve huşu üzerine yapın. Bu hal devam ederse mü’min ve müslüman olarak ölürsünüz.
  28.  Kuran’a sağlam bir şekilde sarılın.
  29.  İlimde ve amelde bir birinizden ayrılmayın.
  30.  Rasulullah (s.a.v)’den işitmiştim, buyurdular ki: “İki mü’min arasında dargınlık meydana gelirse derhal aralarını bulun, birleştirin. Aralarında hiçbir ayrılık kalmasın. Sizin bu ıslah edici tavrınız hayatınız boyunca kıldığınız birçok namazdan ve tuttuğunuz birçok oruçtan daha üstündür.”
  31.  Akrabalarınıza hürmet ve iltifat ediniz.
  32.  Ziyaretlerinizi ihmal etmeyiniz.
  33.  Dünya ya meyil göstermeyiniz. Dünya ya ait bir şey elinizden çıkarsa mahzun olup kederlenmeyiniz.
  34.  Doğru söyleyin, yetime şefkat gösterin, zalimlere daima karşı çıkın.
  35.  Allah’ın Kitabı ve Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem)’in sünnetiyle amel edin.
  36.  Komşunuzu incitmeyin, hakkını koruyun. Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem)’in bana vasiyeti budur.
  37.  Kuran hakkında Allah’tan korkun.
  38.  Hayırlı işlerde, salih amellerde bir birinizle yarışın.
  39.  Namaz kılın, zira namaz dinin direğidir.
  40.  Din namazla ayakta durmaktadır. Mümkün oldukça mescide devam edin.
  41.  Ramazan ayında oruç tutun, zira oruç cehennemden kurtulmak için bir kalkandır.
  42.  Allah yolunda yapılan cihada canınızla, malınızla katılın.
  43.  Fakirin hakkı olan zekâtı verin, zira zekât; Allah’ın gazabını rahmete dönüştürür.
  44.  Evlad-ı Resul’e hürmet edin, zira mü’minler Ehl-i Beyt’e saygı ve hürmet göstermekle sorumludurlar.
  45.  Fakirlere ve miskinlere yardımcı olun, onlarla birlikte yiyin için giyinin.
  46. Oğlum! Benden dört şeyi öğren, onları işlediğinde sana zarar vermeyecek şu dört şeyi aklında tut: 1- Zenginliğin en üstünü akıldır. 2- Yoksulluğun en büyüğü ise ahmaklık. 3- Korkulacak şeylerin en korkuncu kendini beğenmektir. 4- Beğenilecek şeylerin en güzeli ise güzel huydur.
  47.  Oğlum! Ahmakla dost olmaktan sakın, çünkü sana fayda vermek isterken zararı dokunur. Cimriyle dost olmaktan sakın, ona en fazla muhtaç olduğunda yardımına koşmaz, yerinde oturur. Kötülük sahibiyle dost olma, o pek az bir menfaat karşılığında seni satar. Yalancıyla dost olmaktan sakın, çünkü yalancı seraba benzer, uzağı yakın gösterir sana, yakını uzaklaştırır senden.
  48.  Allah’ı devamlı zikrediniz, çünkü zikirlerin en güzeli Allah’ı zikretmektir.
  49.  Peygamberimizin yolundan gidiniz, çünkü o yolların en doğrusu ve faydalısıdır. O’nun sünnetlerine uyun, çünkü O’nun sünnetleri yolların en şereflisidir.
  50.  Allah’ın kitabını öğreniniz, çünkü Allah’ın kitabı sözlerin en değerlisidir.

 

 

 

Okunma Sayısı:14893