“Andolsun, onlara (müşriklere): “Göklerle yeri kim yarattı?”diye sorsan, onlar elbette: “Allah” diyeceklerdir.” (Lokman/25)

SEN DE TAKVALI MISIN?

Takva kavramı hakkında birçok tanım yapılmıştır; ama bazı ilim ehlinin Ebu Hureyre radıyallahu anh’ın bir zâtla arasında geçen şu olaydan hareketle takvânın “uyanık olmak", "sürekli teyakkuzda bulunmak” anlamında olduğu şeklindeki tanımı, yabana atılacak bir tanım değildir. Önce olayı okuyalım:
Adamın birisi Ebu Hureyre’ye: 
— Takvâ nedir, diye sual etti. Ebu Hureyre radıyallahu anh adama:
— Dikenli bir yolda giderken ne yaparsın, diye sordu. 
Adam:
— Dikeni görünce ya yan çizerim, ya üstünden atlarım, ya da geri dururum, dedi. 
Bunun üzerine Ebu Hureyre radıyallahu anh: 
— İşte takvâ budur, buyurdu. (Beyhakî, Zühd, 208)

Buna göre bir insan hayatının her karesinde; yani yemesinde, içmesinde, oturmasında, kalkmasında, arkadaş seçiminde, ticarî faaliyetlerinde, insanî ilişkilerinde, okumasında, düşünmesinde... hâsılı her şeyinde: "Acaba bu konudan Allah razı mı?", "Bunu yaparsam caiz olur mu?", "Şu iş dinime göre doğru mudur?" şeklinde sorular sorarak Allah'ın nelerden hoşnut olup-olmadığını tespit için bir hassasiyet gösteriyorsa, o insan Allah katında "muttaki/takva sahibi" bir insandır ve din konusundaki bu teyakkuzu sebebiyle manevî anlamda çok değerli birisidir.
◆ Bir yere giderken “Acaba Allah bu gidişimden razı mı?” diye bir dert taşıyor musun?
◆ Eline telefonu alıp birisiyle konuşacağında “Acaba Allah bu konuşmalarımdan razı olur mu?” diye düşünüyor musun?
◆ İnternette gezerken “Acaba Allah bu sayfalara girmemden, bu resimleri görmemden razı olur mu?” diye kalbinde bir kaygı hissediyor musun?
◆ Televizyonun karşısındayken “Acaba Allah bu halimden memnun olur mu? Bu kadınları görmeme, bu müzikleri dinlememe rıza gösterir mi? diye bir düşünceye kapılıyor musun?
Eğer bu ve benzeri sorulara tereddütsüz “evet” diyebiliyor ve gereğiyle amel ediyorsan, zerre kadar şüphen olmasın ki sen “muttaki” bir kulsun.

Onun için, "takva" denilince bunu ötelerde aramayalım. Erişilmez bir makammış gibi görmeyelim. Takva, bizim din konusunda hassas oluşumuzda, hayatın her karesine dinimizin bak dediği yerden bakabilmemizdedir. 
Bunu yapabildiğimizde, dünyanın en muttaki insanlarından birisinin de biz olacağından hiç şüphe etmeyelim.
Unutmayalım ki:
فَإِنَّ اللَّهَ يُحِبُّ الْمُتَّقِينَ 
“…Hiç şüphesiz Allah takva sahiplerini sever.” (Âl-i İmrân, 76)

Rabbim bizi, hakkıyla kendisinden sakınan takva sahibi kullarından eylesin.

Okunma Sayısı:1747